Evcil hayvan alerjisi, hayvanların deri döküntüsüne karşı gelişen bir immün reaksiyondur. Bilinenin aksine hayvan tüyleri ve kürkleri allerjen değildir ama akar, polen ve küf gibi alerjenleri taşıyabilmektedir. Evcil hayvan alerjisi olan çocuk, bu hayvanların deri döküntülerini soluduğunda veya deri döküntüsü veya salyası ile temas ettiğinde immün sistem hızlı bir şekilde uyarılmakta ve çok sayıda allerjik madde ortaya çıkarak semptomlara neden olmaktadır. Kedi, köpek, hamster ve kobay gibi tüylü hayvanlar allerjiye en sık neden olabilen hayvanlardır.
Eğer anne ve/veya baba allerjik yapıda ise çocukları genetik olarak bir çeşit alerjiye yatkın olabilmektedir. Bu durumda doğumdan sonra evde evcil hayvan olması allerji gelişimi için risk oluşturmaktadır. Bu tip ailelerin evcil hayvan almadan önce en az 6 yaşına kadar beklemesi ve bir çocuk alerji uzmanından fikir alması uygun olmaktadır. Fakat kedi epitelyum döküntüleri daha küçük ve yapışkan olduğunda hava ile çok uzak mesafelere kadar ulaşabilmekte ve havada daha uzun süre kalabilmektedir. Bu nedenle genetik olarak allerjiye yatkın bir çocukta evde evcil hayvan beslenmese bile zaman içinde evcil hayvan allerjisi gelişebilmektedir.
Semptom ve bulgular:
Evcil hayvan allerjileri üst solunum yolu, akciğrler veya cilt bulgularına yol açabilir. Ev içinde sürekli kaşıntı, berrak burun akıntısı, üst üste hapşırık, sürekli öksürük veya hışıltı ataklarının olması, gözlerde kızarıklık, kaşıntı ve sulanma olması veya ciltte kaşıntı ve döküntü olması durumunda ev içi alerjenlere (ev tozu akarı, küf veya evcil hayvan döküntüleri) karşı alerjiden şüphelenilmelidir. Evcil hayvan döküntüleri ev içinde her yerde olabileceği için semptomların oluşması için hayvanla yakın temasta bulunulması şart değildir. Evdeki hayvan uzaklaştırılsa bile semptomlar uzunca bir süre devam edebilir, hatta başka bir ortama elbiseler ile bu alerjenler taşınabildiği için ortam değiştirilse bile semptomlar devam edebilir.
Bazı kuşlar özellikle papağan ve muhabbet kuşu türlerinin döküntüleri şiddetli aşırı duyarlık reaksiyonlarına (hipersensitivite pnömonisi) neden olabilmektedir. Bu durum yavaş yavaş artan nefes darlığı, halsizlik, hafif ateş, iştahsızlık ve kilo kaybı gibi semptomlara neden olabilmektedir.
Tanı:
Yukarıdaki semptomları taşıyan çocukların mutlaka Çocuk Allerji Uzmanı tarafından değerlendirilmesi ve tanı amaçlı testlerin yapılması gereklidir. Tanı koymak amacıyla kan testleri veya alerji deri testleri (skin prik test) yapılması gereklidir. Deri testleri cilde özel hazırlanmış standardize edilmiş solüsyonların damlatılması ve cildin özel aparatlarla delinmesi ile yapılmaktadır. Tanı için çok yüksek oranda duyarlılığa sahip olan bu testler, her yaştaki çocuğa güvenle yapılabilmekte ve genellikle çok hafif bir ağrı dışında sıkıntı yaratmamaktadır.
Alınması gereken önlemler:
Evcil hayvan alerjisi saptandığında aşağıdaki önlemlerin alınması karşılaşma miktarını azaltarak semptomların hafiflemesini sağlamaktadır. Bunlar;
-
Hayvanlara temas ettikten sonra eller yıkanmalı ve kıyafetler değiştirilmelidir
-
Evcil hayvanlar öpülmemeli ve yakın temasta bulunulmamalıdır
-
Hayvanların evden uzaklaştırılması ve ayrıntılı bir ev temizliği yapılması
-
Bu yapılamıyorsa özellikle mutfak ve yatak odasından uzak tutulmalı ve belli odalar dışında dolaşmasına izin verilmemelidir
-
Filtreli hava temizleme cihazları ile ev içi hava sürekli temizlenmeye çalışılmalı ve filtre en geç 3 ayda bir değiştirilmelidir
-
HEPA filtreli elektrikli süpürgeler kullanılabilir
-
Halılar kaldırılmalı ve yerine parke zemin kullanılmalı
-
Hayvanların mobilyalara çıkması önlenmeli, bu yapılamıyorsa değiştirilip yıkanabilir örtülerle kaplanmalıdır
Tedavi:
Solunum ve deri cilt ile ilgili allerjik şikayetleri olan hastalarda semptomlara yönelik ilaçlar kullanılabilir. En etkili tedavilerden birisi de immünoterapi denilen alerji aşı tedavisidir. Özellikle kedi alerjisi olan vakalarda çok yüksek oranda alerjinin tamamen düzelmesini sağlayabilmektedir. Fakat mutlaka bir Çocuk Alerji Uzmanı tarafından hastanın uygun olup olmadığı ve göreceği fayda açısından değerlendirilmesi ve aşı tedavisinin gözlem altında yapılması gerekir.


















